Netra

Netra Produits Pharmaceutiques|  Chimie | Cosmétique | Médical

Önemli Bir Halk Sağlığı Sorunu Olarak Vitamin D Eksikliği

Vitamin D eksikliği ağırlıklı olarak güneş ışığından yeterince faydalanamama ve besinlerle eksik alım nedeni ile gelişir. Aynı zamanda bağırsaktan emilim bozukluğu, vücutta sentezlenme aşamalarında problemlerin geliştiği kronik hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçlara bağlı artmış atılım durumları da D vitamini yetersizliği sebebidir. D vitamini kemik dokusu için elzem bir vitamin olduğundan öncelikle yetersizliği çocuklarda raşitizm denen kemik hastalığına yetişkinlerdeyse osteomalazi denilen kemik yapımında ve mineralizasyonunda bozukluğa yol açar. Çocuklarda yürümede gecikme, yürümeye başlayan çocuğun sık oturma, düşme eğilimi, bacaklarda eğrilik; osteomalazideyse kronik kas ve kemik ağrılarıyla belirti verir. Kas güçsüzlüğü, kronik yorgunluk, depresyona eğilim, terlemede artış gibi diğer bulgular da D vitamini eksikliğini akla getirmelidir.

            Vitamin D, D2 ve D3 olarak iki farklı şekilde bulunur. D3 güneş ışığı sayesinde ciltte yapılan formudur, özellikle yağlı balıklardan diyet yoluyla da alınabilir. D2, maya ve mantarda bulunan ergokalsiferol denen maddenin yine güneş ışığına maruz kalmasıyla üretilir. İnsanlar tarafından besin yoluyla alınır. Güneş ışığı ile ciltte üretilen D vitamini vücutta daha aktif rol oynar.           

            Vitamin D %90 oranında ciltte güneş ışığıyla sentezlenirken %10 oranında besinlerle alınır. Özellikle yağlı balıklar, süt ürünleri, yumurta gibi hayvansal gıdalar besinle vitamin D alımında faydalanılan besinlerdir. Ciltte vitamin D sentezi için vücudun %25'inin haftada 3 gün 15 dakikalık süre ile güneşlenmesi, gerekli vitamin D sentezi için yeterlidir. Esmer ciltlerde açık tenlilere oranla daha az vitamin D sentezlenir. UV B ışınları camdan geçmez, aşırı UV A ve UV B maruziyeti cilt kanseri açısından risk teşkil eder. Güneş koruyucu kremler UV B geçirgenliği engellediği için vitamin D sentezini engeller.

            Vitamin D eksikliği güneş ışığından faydalanamama ile birlikte çölyak, kısa barsak sendromu gibi hastalıklardaki bağırsaktan besin emilim bozukluklarında da karşımıza çıkar. Veganlarda ( et ve beraberinde tüm hayvansal gıdaları da tüketmeyen kişiler ) besinle alım eksikliğine bağlı D vitamini eksikliği görülmektedir. Uzun süreli olarak kullanılan birtakım ilaçların ( epilepsi ilaçları, bazı tüberküloz ve mantar ilaçları ) vücutta vitamin D yıkımını hızlandırdığı ve eksikliğine neden olduğu bilinmektedir. Karaciğer ve böbrek yetmezlikleri D vitamini sentezinin ileri aşamalarındaki yetersizliği nedeni ile eksikliğe sebep olur.

            Bir vitamin olmakla birlikte vücutta bir hormon etkisiyle de işlev gören vitamin D'nin ilk bilinen işlevi ince bağırsaktan kemik dokusunun temel mineralleri olan kalsiyum ve fosforun emilimini sağlamaktır. D vitamini yokluğunda diyetle alınan kalsiyumun barsaktan emilimi belirgin olarak düşmektedir. Kemik metabolizmasındaki diğer bir etkisi de kemikten kalsiyum geri emilimi, kan kalsiyum düzeyinin sabit bir düzeyde tutulması ve kemiğin yenilenmesi görevi yapan kemik hücrelerinin gelişmesi ve olgunlaşmasıdır.           

            Vitamin D'nin vücutta kemik dışında pek çok dokuda etkisi vardır. Doğrudan ve dolaylı yollarla kemik ve mineral metabolizmasını düzenlerken, bağışıklık, hücre büyümesi, olgunlaşması, hücre döngüsü, insülin, renin gibi hormonların salınımı üzerinde de belirleyici etkileri olan bir vitamindir. Eksikliği kardiyak, damarsal, hematolojik, immunolojik, hormonal ve metabolik etkilerle kalp damar hastalıklarından tutun da kanser hastalıklarına kadar geniş bir çerçevede kontrol edilmesi gereken bir vitamindir. Sık enfeksiyon hastalıklarına yakalanma, uzun süren iyileşme sürelerinde vitamin D eksikliği mutlaka akla gelmelidir. CD8 tipi T lenfositlerin düşük izlendiği  ( bağışıklık sisteminin çok önemli hücreleri ) vitamin D eksikliği olan hastalarda enfeksiyon hastalıklarının yanında birçok kanser türü, MS ( Multiple Skleroz: beyin ve omuriliğin otoimmün inflamatuar hastalığı ), Romatoid Artrit ve benzeri pek çok otoimmün hastalık da daha sık izlenmektedir.  Otoimmün hastalıklar vücudun kendi dokularına karşı geliştirdiği hastalık durumlarıdır.           

            Kan basıncı yüksekliği ve kalp damar hastalıklarının da düşük D vitamini seviyeleri ile yakından ilgisi vardır. Vitamin D etkisi ile kanda ve dokularda seviyesi korunan kalsiyum, damar çeperlerinin, kalp kası ve sinir iletim sisteminin temel minerallerinden biridir.           

            Vitamin D eksikliğinde iç organ yağlanmasında artışın daha çok gözlendiği çalışma sonuçları mevcuttur. Vitamin D eksikliğinin bozulmuş kan şekeri regülasyonu, insülin salınımı ve insülin direnci üzerindeki etkileri, obeziteye yatkınlık da yine yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Yaşamın ilk dönemlerinde vitamin D eksikliğine maruz kalmak çocuk ve gençlerde tip 1 diyabet hastalığının gelişmesini de yine bağışıklık sistemi ve  pankreas hücreleri üzerine etki ile kolaylaştırmaktadır.           

            Psikiyatrik hastalıkların fizyolojik, dışsal sebeplerinden biri de Vitamin D eksikliği olup şizofreni ve alzheimer gelişiminde kolaylaştırıcı, depresyon gelişmesi ve tekrarında rolü olduğu gözlenmiştir.

            Ne yazık ki ülkemizde vitamin D seviyeleri genellikle düşük izlenmektedir. Doğal besin kaynaklarından faydalanabilme, daha çok dışarda zaman geçirebilme, güneş ışığıyla temas edebilme  imkanı bulunan geçmiş yıllara göre bugün D vitamini ihtiyacımız da artmaktadır.

            Tüm bu derlemeye bakınca vitamin D eksikliği insan yaşamını tehdit eden, tedavisi ömür boyu sürmek zorunda kalacak pek çok hastalığın kolaylaştırıcısıdır. Bu durumda önce vitamin D eksikliği gelişmesinin önüne geçmek için eğitim ve beslenme programları düzenlenmeli gerekirse yaşa ve eksiklik gelişmesi muhtemel durumlara göre günlük ilave destek alınmalıdır. Günlük vitamin D ihtiyacı yaşa ve kişisel koşullara göre değişmektedir. D vitamininin kemik sağlığı ve sözü edilen pek çok hastalıktan korunmak için gerekli görülen yeterli kan seviyesi 30 ng/ml üzeri olup bu seviyede vitamin seviyesi ancak günlük 1000 ünite üzerinde vitamin D alımıyla sağlanabilmektedir. Ayrıca ihtiyacın arttığı durumlar da mevcuttur. Gebelerin, emzirme sürecinde annenin ve bebeğin, menapoz sonrası özellikle kemik kırıklarının önlenmesi için, yaşlı hastalarda kalp damar ve bağışıklık sisteminin zayıflamasından dolayı tüm ileri yaş hastaların, çalışma koşulları ağır, güneş ışığından faydalanamayan, sosyoekonomik olarak yeterli besin kaynağına ulaşamayan ( yağlı balıklar, süt ürünleri gibi ) hastaların, kronik hastalıkları olan, obez, D  vitamini emiliminin ve vücutta sentezlenmesinin bozulduğu, ilaç alımına bağlı atılımın arttığı hastaların  vitamin D açısından desteklenmesi gerekmektedir.

Netra Produits Pharmaceutiques|  Chimie | Cosmétique | Médical